Dr. Gürkan ODABAŞIOĞLU

Kliniğimizde Yardımcı Olabileceğimiz Psikiyatrik Durumlar

  • DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU
  • Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite bozukluğu aşırı hareketlilik, dikkati sürdürmede zorluklar ve dürtüsellikle karakterize bir sendromdur. Şikayetler 7 yaşından önce başlasa da okul döneminde belirginleşir. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklar, kurallara uyum problemi çekerler ve tedavi edilmediğinde okuma yazma öğrenmede zorluklar ve ders başarısı düşüklüğü gösterebilirler. Dürtüsellikleri yoğun olan bu çocukların çeşitli kazalara maruz kalma riskleri vardır.
  • ÖZEL ÖĞRENME BOZUKLUKLARI
  • Özel öğrenme güçlükleri çocuğun yaşına ve gelişimine bağlı olarak zekasından beklenen düzeyin altında başarı göstermesiyle kendini gösteren bir hastalıktır. Okuma bozukluğu, matematik bozukluğu ve yazılı anlatım bozukluğu gibi çeşitli tipleri olabilir. Özellikle okuma yazma döneminde harf atlama, harf karıştırma, tersten yazma, yazının çirkin olması, yaptığı yanlışı fark edememe gibi problemlerin uzun sürmesi durumunda düşünülmelidir. Okul öncesi dönemde konuşma gecikmesi ve bozuklukları önemli bir bulgu olabilir. Tanıda nöropsikolojik testler önemlidir. Beraberinde birçok psikiyatrik durum eşlik edebildiğinden ve gelişebildiğinden dolayı erken tanının önemli olduğu bir psikiyatrik durumdur.
  • DAVRANIŞ BOZUKLUĞU
  • Erken çocukluk dönemlerinde başlayabilen ve şiddeti ve ciddiyeti ileri dönemlerde artabilen bir durumdur. Saldırganlık, sık sık kavga çıkarma ve geçimsizlik, hayvanlara, eşyalara zarar verme, hırsızlık, yalan söyleme, başkalarının hak ve hürriyetine saygı duymama ile karakterize olan ciddi bir durumdur. Erken çocukluk döneminde alınabilecek bazı önlemlerle aile ve toplum açısından önemli sonuçlar doğurabilecek rahatsızlıklar önlenebilir. Beraberinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu da sık görülebildiği için bu durumun da tedavisinin ayrı olarak yapılması gerekir.
  • DEPRESYON
  • Erişkin dönemde kendini daha açık gösterebilen ve daha iyi tanınabilen depresyon çocuklarda da yaşlarına özgül bir şekilde ve değişik şekillerde kendini gösterebilir. Yaşı daha küçük olan çocuklarda huzursuzluk, uyku bozuklukları, anneden ayrılma güçlükleri depresyonun çeşitli belirtileri olabilirken, okul çağı çocuklarında ilgi-istek azalması, hırçınlık, sık ağlama, okul başarısının düşmesi, çeşitli bedensel şikayetler, çaresizlik hisleri, kendini suçlama eğilimi, arkadaşlarıyla uyum problemleri dikkat edilmesi gereken semptomlardandır.
  • ANKSİYETE BOZUKLUKLARI
  • Çocuklarda çeşitli anksiyete bozuklukları görülmektedir. Bunlardan sık gördüklerimizden biri de genellikle okula başlama dönemlerinde beliren anneden ayrılmada yaşanan sıkıntılarla kendini gösterir. Çocukların bağlandıkları kişilerden veya annelerinden ayrılmada yaşadıkları yoğun kaygı ve sıkıntı sonucunda okula gitmek istememe, yalnız kalmak istememe gibi durumlar ortaya çıkar. Çocuk psikiyatrisi açısından acil sayılabilecek bir problem olduğu için hemen müdahele etmek önemlidir. Çocuğun alışık olduğu ortamlar dışında aşırı sıkılma, heyecanlanma, bunalma, konuşamama durumu ile karakterize sosyal fobilerde çocuklarda nadir değildir. Çocuğun işlevselliğini büyük ölçüde bozabilen sosyal fobi de tedavi edilmediğinde birçok psikiyatrik durumla komplike olabilir. Aksiyete Bozuklukları başlığı altında yer alabilecek bir diğer durum da çocuklardaki obsesif-kompulsif bozukluktur. Aklına gelen istenmeyen düşünceler, sayı sayma, aşırı düzen, dokunma, kapı-pencere kontrolü gibi çeşitli obsesyon ve kompulsiyonlar olabilir. Sıklıkla buna, depresyon, tik bozuklukları, uyku bozuklukları eşlik eder.
  • OTİZM VE DİĞER YAYGIN GELİŞİMSEL BOZUKLUKLAR
  • Genellikle ailelerin, bebeklik döneminde çocuklarındaki konuşmama veya geç konuşma, çevreye ilgisizlik, içe dönüklük gibi şikayetlerle uzmanlara başvurdukları otizm tablosu giderek artan bir şekilde gözlenmektedir. İletişim probleminin yanında, sınırlı ilgi alanları olan otistik çocukların taklit ve taklide dayalı oyun becerileri kısıtlıdır, tekrarlayan ve stereotipi olarak adlandırılan hareketleri mevcuttur. Televizyona ve müziğe aşırı ilgi olabilir, elektronik eşya merakı, dönen cisimlere merak, etrafındaki cisimleri koklama, eski alışkanlıklara bağlılık ve değişmezlik, parmak ucunda yürüme, göz kontağı kurmama, ismi söylenildiğinde bakmama otizmin bazı belirtileri olabilir; fakat bu belirtilerin tüm çocuklarda görülmesi beklenmez. Bu belirtilerin aileleri farklı çözüm yollarına kanalize ettiğine de sıklıkla rastlanmaktadır; örneğin ailelerin duyma probleminden şüphelendikleri çocuklarını ilk olarak bir kulak burun boğaz hekimine götürdükleri görülmektedir. Bununla birlikte tedavide erken dönemde başlayacak olan özel eğitimin yeri çok önemlidir.
  • TİK BOZUKLUKLARI
  • Aniden ortaya çıkan, yarı istemli, tekrarlayıcı, amaca yönelik olmayan, yapılmadığı zaman rahatsızlık hissi veren hareketlerdir. Motor tikler olabileceği gibi boğaz temizleme, öksürük, burun çekme, ani ses çıkarma gibi çok değişik vokal tikler de olabilir. Stresle tiklerin varlığı artabilir ve dalgalı bir seyir gösterebilirler. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu ile beraberliği sık olan bir rahatsızlıktır.
  • ÇOCUKLUK ÇAĞI PSİKOZU VE ŞİZOFRENİSİ
  • Çocuklarda psikoz, gelişimlerinin herhangi bir döneminde ortaya çıkabilir. Ani bir başlangıç söz konusu olabileceği gibi sinsi bir gelişim de olabilir. Çocuklardaki içe kapanma, yoğun korkular ve yalnız kalamama, kişilik ve davranış değişiklikleri, tuhaf davranışlar, takıntılı düşüncelerin çok artması, ders başarısındaki düşüşler birtakım öncü işaretlerden olabilir. Erişkin psikozlarında görülebilen hezeyan ve halüsinasyonlar çocuklarda da olabilir. Fakat çocukların hezeyanları yaşla beraber değişkenlik gösterir. Küçük çocuklarda fantastik figürler, hayvanlar, ebeveynlerle ilgili düşünceler hezeyan boyutuna varabilirken daha büyük çocuklarda veya ergenlerde yetişkindekine yakın bir duruma gelebilir. Psikotik belirtiler on üç yaşından önce başlarsa çok erken başlangıçlı, 13-18 yaş döneminde görülürse erken başlangıçlı şizofreni ifadesi kullanılır.
  • YEME BOZUKLUKLARI
  • Bebeklik döneminde pika, ruminasyon bozukluğu, beslenme bozukluğu gibi bir takım yeme problemleri görülebilir. Pika, yenilebilir olmayan maddelerin (saç,toprak,kumaş parçası vs) bebek veya küçük çocuklar tarafından yenmesi ile tanımlanır. Eşlik eden bazı bedensel problemler öncelikle tedavi edilmelidir. Ruminasyon bozukluğu ise bebek veya küçük çocukların yedikleri yemeği mideden ağızlarına getirerek tekrar çiğnemeleri ile karakterizedir. Genellikle ciddi duygusal yoksunluğu olan çocuklarda görülür. Beslenme bozuklukları, kilo alımında azlık veya alınan kilonun kaybı ile tanımlanan yemek reddinin de çoğu zaman eşlik ettiği bir durumdur. Altta yatan başka türlü tıbbi bir neden olup olmadığı iyi araştırılmalıdır.
  • UYKU BOZUKLUKLARI
  • Çocuklarda gece kabusları, uyku terörü ve uyurgezerlik gibi çeşitli uyku bozuklukları yaşlarına göre değişkenlik göstererek karşılaşılabilir. Gece kabuslarında çocuğun gün içinde etkilendiği veya korktuğu bir olaydan sonra çocuğun ağlayarak uyanması ve sabah olayı hatırlaması hatta kabusu anlatması ile tanımlanabilir. Uyku terörü ise genellikle daha küçük çocuklarda görülen, çocuğun yatakta ağlayarak veya konuşarak bulunabildiği fakat tam uyanmadığı kendinde olmadığı bir durumdur. Çocuk sabah uyandığında olayı hatırlamaz. Uyurgezerlik ise çocuğun uykusundan uyanıp evde gezindiği, zaman zaman dışarı bile çıkabildiği bir durumdur. Çocuk bu sırda kendinde değildir ve sabah olayı hatırlamaz. Yaralanma riski olduğu için dikkatli olunması gereken bir uyku bozukluğudur.
  • CİNSEL KİMLİK BOZUKLUĞU
  • Çocuğun kendi cinsiyetinden rahatsızlık duyması, karşı cinsten olmaya özlem duyması, karşı cinsin giysilerini giyme veya etkinlikleri ile uğraşma zaman zaman kendi cinsiyetini reddetmesi ile karakterize bir durumdur. Okul öncesi yaşlarda ortaya çıkar. Erkek çocuklarında daha sıktır. Tipik olarak kızların ve kadınların giysileriyle ilgilenme, kızların oyunlarına katılma ve daha çok bebeklerle oynamak isteme, erkek çocuk grupların katılmak istememe gibi semptomları bulunabilir. Tedavisinde aile ile iyi bir işbirliğinin kurulmasının yanında çeşitli terapi yöntemleri kullanılabilir.
  • ENÜRESİS VE ENKOPRESİS
  • Çocuklarda gece gündüz olabilen altını ıslatma 5 yaşından sonra en az ardışık 3 ay boyunca, haftada 2 kez ortaya çıkması veya klinik olarak belli bir sıkıntı yaratması durumunda tedavi edilmelidir. Davranışçı yaklaşım veya medikal tedavi başlanılmadan önce problemin altında fiziksel bir durum olup olmadığı araştırılmalıdır.
  • Çocuğun kakasını tutma ve bırakma işlemini kontrol edebileceği yaşa gelmiş olmasına karşın, istemli veya istemsiz olarak kakasını uygun olmayan yerlere yapmasına enkopresis adı verilir. Birçok fiziksel ve psikolojik nedenden ötürü enkopresis görülebileceği gibi bazı psikiyatrik durumların da ilk habercileri olma niteliği taşıyabilirler.
  • KONUŞMA BOZUKLUKLARI
  • Kekelemede, çocuğun konuşmasının zamanlamasında ve akıcılığında bozulma söz konusudur. Seslerin ve hecelerin sık uzatılması ve tekrar edilmesi olabileceği gibi hece ve kelimeleri söylerken duraklama da görülebilir. Genelde 2-4 yaşları arasında olan kekemelik normal olarak karşılanır. Kekemeliğin %90’ı geçici olmakla beraber %10 kadarı kalıcı olabilir. Dalgalı bir seyir gösterebilen kekemelikte eğer konuşma ciddi bir şekilde kesintiye uğruyorsa veya çocuk bu durumdan çok sıkılıyorsa konuşma terapisine başlamak gerekebilir.
  • Fonolojik Bozuklukta bazı harflerin ve hecelerin telaffuzunda problemler vardır. En sık r,s,ş,k gibi harflerde yaşanan bu durum hafif düzeyde ise çok problem yaratmazken, ağır durumlarda çocuğun konuşması anlaşılamaz bir hal alabilir. Çocuk probleminden dolayı sosyal ortamlara girmekten kaçınabilir, arkadaş ilişkilerinde sorunlar olabilir. Tedavi prensibi, kekemelikle aynı olup konuşma terapisidir
  • MENTAL GERİLİK
  • Değişik kaynaklarda farklı şekillerde tanımlanabilen zeka, pratik olarak yeni bir uyaran karşısında uygun yanıtlar verebilme kapasitesidir. En sık olarak kromozomal anomalilerde görülen zeka geriliklerinin birçoğunun nedeni ise açıklanamamaktadır. Zeka geriliklerinin tanınmasının önemi gerekli eğitimle bu kişilerin topluma ve ailesine kazandırılmalarının mümkün olmasıdır. Bu nedenle ciddi düzelmeleri tedavi ile sağlamak çoğunlukla mümkün olmasa da bu işlevselliği sağlamak ailenin ve toplumun yükünü ciddi manada azaltacaktır. Zeka kapasiteleri geri olan çocukların eğitim ve öğretim hayatında karşılaşabilecekleri sıkıntıları önleyebilmenin en önemli yolu, küçük yaşta teşhis edip, bu çocukların uygun yardımı almalarının sağlanmasıdır.
  • ANNE BABA BOŞANMASI VE ÇOCUK
  • Günümüzde evliliklerin sona ermesi giderek artan bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Hiç kuşkusuz çoğu ailenin aklına bu durumdan çocuklarının nasıl etkileneceği sorusu gelmektedir. Zaman zaman çocukların ağır bir travma yaşayacağı düşüncesi ile çok problemli bir evliliğe devam edilebilmektedir. Fakat bazen evliliği sürdürme ısrarı, çocukların sürekli bir ruhsal travmaya uğramasına ve boşanmadan daha fazla zarar görmelerine neden olabilir. Çocuk için boşanma elbette ki sarsıcı bir etki bırakır fakat çiftlerin bu kararı alış biçimi, boşanma sonrasındaki ilişkileri ve psikolojik durumları, boşanma sonrası, çocuğun maddi ve manevi gereksinimlerinin karşılanıyor olması boşanmadan daha önemli faktörlerdir. Çocukların ayrılmış olan ebeveynini özlemesi ve ailenin tekrar birleşmesini istemesi çok doğal bir tepkidir. Boşanma sonrasında çocuklar yaşlarına ve gelişimlerine göre farklı tepkiler gösterebilirler. Bu tepkiler ve belirtiler süreklilik kazanırsa çocuğun psikososyal gelişimi de bundan etkilenebilir ve bu alanda yardım alması gerekebilir.
  • Dr. Gürkan ODABAŞIOĞLU